Düzeleyim istiyorum.

Tek istediğim paraya değer vermemeyi öğrenebilmek demiştimya,gerçekten istiyorum.Çünkü her ne kadar size kapitalist güçlerin yarattığı bu dünyanın ibneliklerinden bahsedip aslında 100 €ya aldığımız şu marka spor ayakkabılarının 5 dolar gibi düşük bir maliyete Çin,Malezya,Endonezya gibi insan gücünün fazla olduğu ve el emeğinin değersiz olduğu yerlerde insanları ve insan haklarını sömürülerek yaptırıldığından gem vursamda malesef o düzenin bir parçasıyım.İnsanları kıyafetlerine göre değerlendiriyorum,dış görünüşe göre bu aşmak istediğim bir  özelliğim.Aslında takıldığım şey marka giymelerinden ziyade güzel giyinmeleri.Yoksa ben de pazardan giyinen bi insanım ama ayakkabılar yok mu,bilgisayarlar ,kot pantalonlar,cep telefonları,çantalar ; hani üzerlerinde büyük büyük markaları yazan.Sonra Kot Taşlama işçilerine acıyorum,onların haklarına yiyen aşağılık köpeklere küfrediyorum,onların silikozis hastası olmalarına sebep şu güçlere dert yanıyorum.Öyleki gerçekten reklamlar,televizyonlar,internet siteleri kısacası medya ve sosyal medyanın tuzağı olmuş durumdayız.Cafcaflı görünümlerine kendimizi kaptırmış durumdayız.İstiyoruz,istiyoruz sonsuza kadar istiyoruz ölürken bile istiyoruz daha iyi kumaştan yapılmış daha kaliteli kefen istiyoruz,bir tabut istiyoruz afilli hadi onu geçtim bir Fiat-Doğan marka araba değil,BMW marka araba çarpsında öyle ölelim istiyoruz.
Çıktığımız konunun içine dönersek,para öyle bişeyki elinde bulunduğu anda ona öyle değer veriyosunuz,sonra harcıyosunuz gitmiş oluyo,yokluğunu bile hissetmiyosunuz geri geliyo.Paranın yaşattığı anlık mutluluklar,parasızlığın yaşatacağı anlık mutsuzlukları nötrlüyo.

1 yorum:

  1. Kesinlikle.
    Sosyal medya öyle bir şey ki, daha kötü bir şeyi daha güzel gibi görebiliyoruz; bir de o var :)

    YanıtlaSil