tag:blogger.com,1999:blog-65365499412436460642024-02-20T05:46:15.789+03:00sıfırzairahttp://www.blogger.com/profile/16353004546399616044noreply@blogger.comBlogger125125tag:blogger.com,1999:blog-6536549941243646064.post-30264560821599830922013-12-30T00:07:00.000+02:002013-12-30T00:07:20.383+02:00kim birini tanımaya çalıştı ki? yükselmek evrimleşmek gerek insan, insan olabileceği türünden tiksinecek dereceye gelmeli. o kadar tanımalı. o kadar varolamamalı. yürüyememeli kentin sokaklarında. basite indirgeyemiyoruz. olabilecek en karmaşık seviyede. düşün zairahttp://www.blogger.com/profile/16353004546399616044noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6536549941243646064.post-60888669295822719812013-12-30T00:03:00.000+02:002013-12-30T00:03:27.238+02:00aşk iki cinsiyete indirgenemez. bu kadar bitti.zairahttp://www.blogger.com/profile/16353004546399616044noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6536549941243646064.post-83775430481639000812013-12-30T00:01:00.003+02:002013-12-30T00:01:43.556+02:00neden gece? gece neden? neden gece ruhlarımızı çıkarıp hançer saplayıp geri konduruyordu yerine bize hiç farkettirmeden ve neden böylesine vahşileşiyor, ilkelleşiyor ve daha çok kendi'miz oluyorduk. gündüzki taytlı süper kahramanlardan sonra gece neden çıplaktık. jin, jiyan ruhun neden çıplak kadın geceleri? neden geceleri sevmeyen birini sevemedin. geceleri sevmeyen birini sevmek, düşünmeyi gündüz metrobüs yolculukları arası yapılacak bir aktivite sayan adamı. hiç sevmedi kadın gece düşünmeyen adamı. şöyle demişti bir keresinde gündüz düşünüyorumya ya gece uyurum. tiksiniyorum evet uyu geceleri sen geceler uyumak için vardır senin gibi sabah 8 akşam 11 memurlarının hayatında. sana dair yazamam bile. jin jiyan. yazmam bile o kadar zerre yoksun. zerre. jin jiyanzairahttp://www.blogger.com/profile/16353004546399616044noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6536549941243646064.post-36300049124358447852013-12-09T00:15:00.004+02:002013-12-09T00:15:38.604+02:00aidiyetsatın almada kesinlikle bir sorun var insanlar neden birşeylere sahip
olunca mutlu oluyor? aidiyet ve mülkiyet olması insan türünü neden bu
kadar mutlu eden ve kopamadığı birşey? insan türü neden kendi
bağımsızlığını ilan edip tüm bunlara elveda diyemiyor? insanoğlunun
neden diğer hayvanlar gibi toolsuz yaşama özelliği yok? neden yaşamak
için hep bir araca ihtiyaç duyuyor. bir kaplanın dişleri bir ayının
postu ne kadar bağımsız olduğunu gösteriyor doğadan ama buna rağmen onun
içinde insan türünden daha fazla olduğunu.aklım almıyor. mülkiyet
neden?zairahttp://www.blogger.com/profile/16353004546399616044noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6536549941243646064.post-58104823569342518792013-10-19T01:44:00.002+03:002013-10-19T01:44:56.126+03:00cümlelerimi geri istiyorum.zairahttp://www.blogger.com/profile/16353004546399616044noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6536549941243646064.post-67568318201292963372013-08-10T17:12:00.001+03:002013-08-10T17:12:01.584+03:00bir kere bir şiir yazdım bir daha hiç yazamadım.zairahttp://www.blogger.com/profile/16353004546399616044noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6536549941243646064.post-63999858870648339592013-06-23T01:29:00.001+03:002013-06-23T01:29:55.119+03:00dolunay vardı ve bir yerlerden ucuz klasik müzik sesi geliyordu.
anahtarlarım elimde kapıyı açmaya çalışıyordum. 3. sınıf bir vampir kurt
adam filmindeymişim gibizairahttp://www.blogger.com/profile/16353004546399616044noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6536549941243646064.post-22826944480322676792013-05-08T21:38:00.003+03:002013-05-08T21:38:59.042+03:00aslına bakarsanız beni her şey üzüyo.yolumun üstündeki mağazadaki "herşey 10 lira" yazısı dahi.bu kadar geniş yelpazede üzülmek ve kendini hayatın içinde hissetmeyip dünyanın dertlerini yüklenmek yorucu olabiliyor.bazen bi merdivende oturup kalmak istiyorum.daha fazla yükseğe çıkamam.bazen de kendimi asansöre kapatasım geliyor.yolculuklar çok kısa sürüyor.geneldeyse insanları görmüyorum.yanımdan geçenler kimler bilmiyorum.sadece kafatasımdan içeri girecek kurşunu hayal ediyorum.parçalanan beynimi.irkiliyorum sonra.bir gün aniden öleceğim.zairahttp://www.blogger.com/profile/16353004546399616044noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6536549941243646064.post-25963144610163155352013-04-22T00:53:00.001+03:002013-04-22T00:53:55.743+03:00yasal mermisiyle bir aynasız<br />
bir şiire sıktı ve şiir<br />
akıtıyor mürekkebini<br />
galiba yaşayamayacak. zairahttp://www.blogger.com/profile/16353004546399616044noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6536549941243646064.post-4925294521366486302013-04-19T22:10:00.002+03:002013-04-20T02:14:54.291+03:00....kimse hiçbir şey bilmiyordu üzeri gazete kağıtlarıyla örtülmüş ceset hakkında; sadece mutsuzluktan öldüğünü söyleniyordu.zairahttp://www.blogger.com/profile/16353004546399616044noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6536549941243646064.post-6775414599985120902013-04-19T22:03:00.000+03:002013-04-19T22:03:00.628+03:00içimdeki sürekli gitmek isteyen ve götünü yerden ayıramayan iki insanın çatışmasıydı bana verilmiş ceza da.zairahttp://www.blogger.com/profile/16353004546399616044noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6536549941243646064.post-75164466573717120652013-04-19T21:58:00.004+03:002013-04-19T21:58:38.349+03:00bir aşk romanı değildi o.içimdeki karanlığın romanıydı.ölüme karşı verdiğim mücadelenin çünkü bir keresinde st laurienin de dediği gibi yazmazsa ölecek insanlar tanıyordu bu evrende ve ben de yazmasaydım ölecektim.yazıyordum çünkü tutunmam gereken şeyler vardı.yirmili yaşlarımı birkaç metrekare arasında geçirdiğini düşünürken içeriden bir ses geldi, gençliğim çürüdü! diye bağırıyordu bu ses ve esas mesele de buydu, çürüyordum ve yazmasaydım ölecektim. beni yanlış anladıklarını haykırmak istiyordum fakat çürük tarafımın hiç gücü kalmamıştı artık. yazıyordum ve yazılmamış şeyleri okuyordum.her şeyin farkında olmak ermişlere verilmiş en büyük cezadır demişti bir gün bir gezgin sarp kayalığın üstünde, hiç tanışmadığı ve üzerinde bej rengi tek parça bir elbise olan gezginden.21. yyda böyle bir gezgin tanımlaması dahi gerçek olmadığını kanıtlayabilirdi, artık gezginler columbia bot ve north face mont giyiyorlardı, ve devam etmişti cümlesine farkındalık ermişlere verilmiş en büyük cezadır, herkesin sandığının aksine bir lütuf değil. bilmenin cezasıdır tanrılar tarafından verilen.<br />
bu tanrılar da çok oluyorlardı artık.zairahttp://www.blogger.com/profile/16353004546399616044noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6536549941243646064.post-11479049229926270342013-03-08T00:10:00.003+02:002013-03-08T00:10:37.303+02:00"çok çalışıyorsun"<br />
durdu düşündü ve<br />
yapacak daha iyi bir şeyim yok dedi. zairahttp://www.blogger.com/profile/16353004546399616044noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-6536549941243646064.post-976078806652119422013-02-28T01:01:00.000+02:002013-02-28T01:01:07.170+02:00başka bir yerde olabilirdik, başka bir şey yapıyor olabilirdik, başka bir işle meşgul, başka yakın arkadaşlar, başka sevgililer, başka ideolojilere sahip olabilirdik, başka hayallerimiz olabilirdi ama burdayız, buyuz, bunlarlayız ve bu hayatı yaşıyoruz. peki gerçekten "şu an" bir milyon spermi aşıp birinci olan sperm misali süzgeçten en geçirilmiş olanı, en güçlü olanı, en verimli olanı mıydı? başka seçenekler arasında en iyisini mi yaşıyorduk ve bu seçenekler grafiği ve getirdikleri dalgalıydı da bizim yaşadığımızda aralarından random bi tanesi miydi, hangi ihtimal bizi daha mutlu, hangisi daha zengin, hangisi daha sağlıklı hangisi daha bilgili yapardı? paralel evrenler var mıydı? diyagramalr çizilebilir miydi?zairahttp://www.blogger.com/profile/16353004546399616044noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6536549941243646064.post-56422843650474240482013-02-17T15:31:00.005+02:002013-02-17T15:35:32.834+02:00gorunmez kentlerboş buldukları yerleri doldurmaya o kadar alışmışlardıki bi süre sonra binalar arasında kalan tek yer olan yollar da kayboldu, şehrin kotları yükseldi ve insanlar çatıları caddelere çevirdiler, hayatı çatılara taşıdılar. eğer binaları yerin altına yapsalardı da aynı şey olacaktı fakat böylece insan uzaya bi tık daha yakın oldu.zairahttp://www.blogger.com/profile/16353004546399616044noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6536549941243646064.post-71174589475734121992013-02-05T16:31:00.001+02:002013-02-05T16:31:22.304+02:00gündüzlerimi bir vampir gibi günışığından kaçarak geçirdiğim günlerdi.
bir vampirdim, bir evcil hayvandım ve galiba insandım.kendini geçici
süreliğine dış dünyadan arındırmış bir insan, amaçsız, işsiz,
beklentisiz ama rüyalı. eğer yevgeny zamyatin'in biz'in de olsaydım beni
çoktan ameliyata göndermişlerdi hayalgücü kutumu aldırmak için. ama
esas nokta bu değildi. esas nokta tüm gün kitap, dergi okuduğum müzik
dinlediğim ve dizi film izlediğim gerçeği de değildi başka yararlı bir
şey yapmadan. arada sırada vicdan azabı duyuyordum bundan fakat hiçbir şey beni tembellik hakkımdan ve bunu uygulamaya geçirmekten vazgeçiremezdi, düzleşen popom bile.zairahttp://www.blogger.com/profile/16353004546399616044noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6536549941243646064.post-67142482846020063982013-02-04T16:58:00.003+02:002013-02-04T16:58:28.803+02:00binalar insan kusuyordu, öğle vakti geldiğinde şirketler kentinde.zairahttp://www.blogger.com/profile/16353004546399616044noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6536549941243646064.post-34231282519757583332013-01-10T16:17:00.000+02:002013-01-10T16:17:06.273+02:00zorunluluklar-sorumluluklar-sorun-mutsuzluk-noktazairahttp://www.blogger.com/profile/16353004546399616044noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6536549941243646064.post-51453743483641875932013-01-02T02:25:00.003+02:002013-01-02T02:25:39.696+02:00düşünsenize, sizi, tüm yazılarınızı kronolojik sırayla üşenmeden,sıkılmadan, heyecanla okuyacak kadar seven biri var. düşünsenize.zairahttp://www.blogger.com/profile/16353004546399616044noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-6536549941243646064.post-61502725087367541322012-12-26T00:28:00.000+02:002012-12-26T00:28:32.095+02:00gidiyormuş.galiba tutunamamış,olmamış.anlarım,anlıyorum.hangisi en iyisiyse onu isterim,gitsin dönsün.ben gidiyorum dedi. neden bilmiyorum onu son görüşümmüş gibi hissettim, sanırım telefon numaralarımızın birbirinde yanlış kayıtlı olmasından. hatta son görmekten de öte konuşamıcakmışız bile gibi bi daha. birbirimizden bir şey beklemedik sık görüşmedik ama hep bi yerde vardı o 2,5 senedir. son görüşümmüş gibi hissettim çünkü ben vefasız bi arkadaşım, geçmişimden kimse yoktur hayatımda 2 sene bile geçmiştir benim için onun nasıl olduğunu bilemem ama ben vefasızım geçmişte silinip gitmesinden korktum. gidiyormuş, hoşçagitsin.mutlu olsun.zairahttp://www.blogger.com/profile/16353004546399616044noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6536549941243646064.post-89420961286265896562012-12-16T23:54:00.001+02:002012-12-16T23:54:20.529+02:00tüm bırakanları saygıyla anıyorum.zairahttp://www.blogger.com/profile/16353004546399616044noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6536549941243646064.post-6711321700919255912012-12-14T16:51:00.000+02:002012-12-14T17:11:12.542+02:00falımda kendimi insanlardan çektiğim kendi içime kapandığım kendimi keşfetme sürecine girdiğim ve bunu sonunda da yalnızlaştığım söylendi dedi zaira,<br />
döndü ve kendinden sıkılmadan dışarı açıl dedi octavia.<br />
görünmez kentlerde böyleydi insanlar, kaybetmişlerdi kendilerini kentte.zairahttp://www.blogger.com/profile/16353004546399616044noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-6536549941243646064.post-73580439160985418622012-12-11T23:34:00.001+02:002012-12-11T23:34:28.640+02:00boş sayfa<br />
beyaz<br />
boşluk kavramı biraz değişti bu günlerde<br />
ama bu gerçekten boş<br />
ve doldurulamıyor<br />
sancılarım sanki manasız gibi, belki dışardan görsem<br />
tiksinirdim<br />
hep böyle bu, kendimle tanışmayı kendimden soğumamak için istemezdim<br />
belki<br />
ama bu boş sayfa ve sancılarım gerçek, hayıflanmayı gereksiz bulsam da<br />
ama ben hep hayıflanırım hep söylenirim çünkü<br />
dışarı atmam gerekenler var. <br />
sorguladığım bir şey var bu kadar ruhu zayıf birinin bedeni nasıl güçlü olabilir diye<br />
bunları yazan kişi adında aşk geçen kitaplar okuyor olmalı sanırım ve melankolik ve arabesk<br />
ama ben bunların hiçbiri değilim.<br />
tek istediğim;<br />
yazmak-tı.<br />
yoksa yazacak bir şey mi kalmadı? zairahttp://www.blogger.com/profile/16353004546399616044noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6536549941243646064.post-4330020802523068712012-11-25T01:32:00.001+02:002012-11-25T01:32:27.662+02:00böyle durumlarda hep aklıma şu soru takılıyo<br />
gerçekten yaşayamıyorsak bu kadar yoğun yaşamanın manası ne?zairahttp://www.blogger.com/profile/16353004546399616044noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-6536549941243646064.post-68204319760539294762012-10-15T23:20:00.004+03:002012-10-15T23:20:43.921+03:00'ne farkettim biliyor musun,keyfi yerindeyken hep saçlarını açıyor morali bozuksa topluyor ve hasta ziyaretlerinde sık sık tırnaklarını kemiriyor.'<br />
goodbye leninzairahttp://www.blogger.com/profile/16353004546399616044noreply@blogger.com2